Yücel’in Çiçekleri: Türkiye’nin aydınlık geleceğinin karartılmasının hikayesi

Bugün ulusumuz için çok özel bir hikayeyi anlatacağım ve bir belgeseli paylaşacağım: Yücel’in Çiçekleri. Türkiye’nin aydınlanmasında en kilit adımlardan biri olan Köy Enstitüleri’nin ve Türkiye’nin eğitim mücadelesini ele alan Yücel’in Çiçekleri herkes tarafından mutlaka izlenmeli. Amacım bu önemli filmi yani Yücel’in Çiçekleri belgeselini ulaştırabildiğim kadar fazla kişiye ulaştırabilmek. İnanıyorum ki Köy Enstitüleri gerçeğinin herkes tarafından bilinmesi ve kirli oyunlarla Türkiye’nin aydınlanmasının nasıl engellendiğinin öğrenilmesi açısından önemli bir eser. Ayrıca hatamızı ne kadar erken fark edip, yanlıştan dönmek ulusumuzun geleceğini değiştirecek.

Yücel’in Çiçekleri belgeseli Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin en önemli isimlerinden biri olan, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve onun fikirdaşı İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç‘un öyküsünü ele alıyor. Belgesel ayrıca Türkiye’nin eğitimde kalkınma hamlesinde büyük önemi olan Köy Enstitüleri’ne ve yakın tarihimizi ışık tutuyor.

Yücel’in Çiçekleri’nin senaryosu Cengiz Özkarabekir tarafından kaleme alınmıştır. Ayrıca belgesel Özkarabekir tarafından da yönetilmiştir. Şunu net olarak söyleyebilirim ki belgeselin fotoğraf ve görüntü kalitesi muazzam. Dönemin havasını en iyi şekilde yansıtmış diyebilirim. Yücel’in Çiçekleri belgeselinde gerçekçilik açısından Hasan Âli Yücel’in kendi eşyaları dahi kullanılmış, hikaye gerçeğine en uygun şekilde anlatılmaya çalışılmış. Belgeselin ortaya çıkmasında Hasan Âli Yücel’in kızı Gülümser Yücel’in büyük bir emeği var. Her ne kadar Hasan Âli Yücel’in adı daha çok geçse de belgesel İsmail Hakkı Tonguç’un gözünden anlatılıyor.

Yücel'in Çiçekleri

Mustafa Kemal Atatürk‘ü Mahir Günşiray, İsmail Hakkı Tonguç’u Muhammet Uzuner canlandırırken Hasan Âli Yücel’in çocukluğunu Ege Şenoğul, gençliğini Kutay Şahin, yetişkinlik dönemini ise Mehmet Tokat canlandırıyor. Bir yıllık bir emeğin sonucu olan bu kaliteli yapımda emeği geçen diğer bir isim ise Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. Belgesel müziklerini ise ünlü isimler oluşturdu: Cahit Berkay ve Altuğ Öncü.

Belgesele başlamadan önce vatanın düşman işgalinden nasıl kurtulduğuna ve aydınlanma için eğitim mücadelesine gelene kadar yaşanan tarihi olaylara göz atmak gerek.

Bu millet bağımsızlıktan yoksun yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk

Tam Bağımsız Türkiye’nin kuruluşu

Her şeyin başlangıcı: 19 Mayıs 1919. Bir ulusun kurtuluş mücadelesinin başlangıcı Mustafa Kemal‘in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a Bandırma Vapuru ile gitmesiyle başlamıştı. Samsun’a çıktığı sıra 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal olan Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’nun ve Türkiye’nin kaderini değiştirmiş, ilelebet Tam Bağımsız Türkiye‘nin meşalesini ilelebet yakmıştı.

1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kurulmasına kadar çok büyük mücadeleler veren Türk halkımız ve sonsuza kadar liderimiz olacak Gazi Mustafa Kemal Atatürk her şeyin bitti denildiği yerde umudu canlandırmış, bu umudu ise bir zafere götürüp 23 Nisan 1923’te Cumhuriyet’i ilan etmiştir. Bu sırada neler olmadı ki? Tıpkı birazdan anlatacağım iç ve dış düşmanların, hainlerin yaptığı gibi birçok engel çıktı karşımıza! Yunanistan, Fransa, Ermenistan, Birleşik Krallık, İtalya, İstanbul Hükûmeti ve diğerleri… Anadolu halkını sömürmek ve Türk halkını yok etmek için vatanın dört tarafını kuşatan, içerideki bazı ihanet çeteleri ile birlikte hain planlar yapan bu güçler, lideri Mustafa Kemal Atatürk olan Türk halkı tarafından püskürtüldü, denize döküldü ve yok edildi.

Egemenlik verilmez, alınır.

Mustafa Kemal Atatürk

Artık bambaşka bir sayfa açılmıştı. Dünyanın büyük bir kısmının iç ve dış savaşlarla boğuştuğu, birçok ülkede insani hakların tartışıldığı ve şu an kendilerine lider ülke diyen ülkelerin çoğu medeniyete yakın bile değilken biz çağdaş, laik, modern ve ahlaklı bir devlete kavuşmuştuk. Yıllarca ezilen, göz ardı edilen Türk Milleti şahlanmış, tarihte her zaman olduğu gibi yine kükremişti!

Yücel'in Çiçekleri

Artık her şey hazırdı, hızlıca devrimlerin gerçekleşmesi gerekiyordu. Devlet sistemi, anayasa, tarım, hayvancılık, sanayi ve diğer birçok konuda hızlıca adımlar atılmaya başlanacaktı.

Eğitimsiz bir milletin ileri gitme ihtimali yoktur! Bunun için eğitimde devrim çok önemliydi. Peki, neden?

Türkiye Cumhuriyet’i 1927’deki ilk nüfus sayımında 13,649,945 nüfusa sahipti. Çoğu köylerde olan halkın bir an önce eğitimde ilerlemesi, okuma yazma öğrenmesi gerekiyordu. Çünkü o yıllarda Türkiye’de okuma yazma oranı epey düşüktü. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’nın elindeki şu istatistiği sizinle paylaşmam durumu özetleyecek: 1935 yılında nüfusun yaklaşık 81%i, yani 10 milyon 862 bin kişi okuma yazma biliyordu. Korkunç bir rakamdı. Hem bunun tersine çevrilmesi hem de eğitimde büyük bir kalkınma projesi hayata geçirilmesi gerekiyordu.

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

Mustafa Kemal Atatürk
Yücel'in Çiçekleri

Yücel’in hikayesi

İşte Yücel’in hikayesi burada başlıyordu. Buna ne derseniz deyin, aynı şeydi. İsterseniz Hasan Âli Yücel’in hikayesi, isterseniz de aydınlık Türkiye’nin tohumlarının atılmasının hikayesi!

İsmail Hakkkı Tonguç’un anlatımıyla…

Ülkemin geleceğinin köylerden başlayacak bir aydınlanma ile şekilleneceğine inandım hep.

İsmail Hakkı Tonguç

İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmak istediği laik ve çağdaş eğitim sistemini hayata geçirmeye ve aydınlanmanın en önemli adımını atmaya başlamak için birlikte yola çıktılar. Önceki bakanların da emekleri vardı elbette, ama Hasan Âli Yücel her türlü zorluğa ve baskıya rağmen bu projenin hayata geçmesi için her şeyi yapmıştı. Hayatlarını bu projeye adamışlardı. Laik, Cumhuriyetçi ve Atatürkçü bir eğitim sistemi kurmak, vatanın geleceğini en güçlü şekilde sağlamak için canlarını göze alarak bu yola çıkmışlardı. İdealleri için, hiçbir karşılık beklememişlerdi….

Vatanın dağlarında, bayırlarında ve kırlarında hatta en ücra yerlerinde kendi kendine açıp solan çiçek bırakmayacağız…

Hasan Âli Yücel
Yücel'in Çiçekleri

Yücel’in Çiçekleri: Farklı kentlerde aynı hedefe yürüyen çocuklar

Hasan Âli Yücel (1897) ve İsmail Hakkı Tonguç (1893) Osmanlı Devleti‘nin son dönemlerini görmüş, çocukluk ve gençliklerinin bir kısmını bu dönemde yaşamış isimlerdi . İsmail Hakkı Tonguç Balkanlar’da, Hasan Âli Yücel ise Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’da yetişen bir vatan evladıydı. Ancak idealleri ve öyküleri benzerdi.

İsmail Hakkı Tonguç, Balkanlar’dan gelmiş, Anadolu’da eğitim görmüş, ülkenin haline ve Anadolu insanının durumuna birebir tanık olmuş biriydi. Daha sonraları Avrupa’daki eğitim adımlarını öğrenmek için Almanya’ya gitmiş, vatanın kurtulmasından sonra yapılacak eğitim devrimlerinde hazır olunabilmesi için kendini burada yetiştirmişti. Çünkü ülkeyi sadece eğitimde değil sanayi, tarım ve diğer tüm konularda muasır medeniyetler seviyesine çıkarabilmek için iyi yetişmiş insanlar gerekiyordu.

Elimden gelse bütün dünya okullarının programlarına “insanın insanı sömürmemesi” adlı bir ders koyardım…

İsmail Hakkı Tonguç

Hasan Âli Yücel ise çocukluğundan beri okumayı, öğrenmeyi seven biriydi. Sürekli okuyordu, kendini geliştiriyordu. Ancak döneminin eğitim sistemlerine karşı bir gençti, sırf bu yüzden hukuk eğitimini yarıda bırakıp edebiyat bölüne geçmiş, kendini burada yetiştirmişti. Ayrıca İstanbul’daki halk protestolarında, dönemindeki işgallere karşı yürüyüşlerde ve toplumsal buluşmalarda bulundu. Eğitimini tamamlayınca öğretmen olarak İzmir’e atandı, tıpkı Konya’ya atanan İsmail Hakkı Tonguç gibi.

Yücel'in Çiçekleri

Ardından ikisi de görevlerinde yükseldiler. Çalışkanlıkları ile vatana hizmet etmeye çalışıyorlar ve ulusun eğitimde kalkınması için çok emek sarf ediyorlardı. Hasan Âli Yücel ise bir toplantıda Mustafa Kemal tarafından fark edilmişti. Mustafa Kemal gençler ile zaman geçirdiğinde Hasan Âli verdiği cevaplar ile Paşa’yı etkilemişti. Belki o gün anlamıştı Mustafa Kemal Paşa; onun bir gün eğitimin başına geçeceğini, bu ülkeye hizmet edeceğini. Bu nedenle onu takip de ediyordu.

Mustafa Kemal ondaki ışığı fark etmişti. Mustafa Kemal’in ileri görüşlülüğü yine haklı çıkmıştı. Ancak biraz daha zaman geçmesi gerekiyordu…

Takvimler 1938’i gösterirken Avrupa Nazi Almanyası‘nın savaş çığlıkları ile yankılanıyordu. Ulusumuz içinse Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılmasının yılıydı ama o aramızdan ayrılmadan önce sonsuza kadar bizimle kalacak fikirlerini ve devrimlerini bırakmıştı. Son nefesine kadar ulusun geleceği için çalışmıştı. Artık sıra İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel gibi vatan evlatlarının yapacaklarındaydı.

Yücel'in Çiçekleri

Yücel’in Çiçekleri: Tohumlar serpiliyor

Yücel, İsmet İnönü‘nün Cumhurbaşkanı olduğu dönem Milli Eğitim başkanı oldu. Göreve çok hızlı başlamıştı, sürekli çalışıp üretiyordu. Aklındaki ve hayalindeki fikirlerle eğitim sorunlarını çözmek için toplantılar, sempozyumlar ve konferanslar düzenliyordu. Sürekli ekibi ile çalışıyordu. En önemli yardımcılarından birisi ise İsmail Hakkı Tonguç’tu. Sürekli ondan fikir ve görüş alıyordu. Tonguç ise ona köylerde yapılacak bir atılımla aydınlığın olabileceğini söylüyordu. İsmail Hakkı Tonguç’a göre köyler canlandırılmalıydı, ancak bu bilimsel olarak köyün içinde yapılmalıydı. Yine Tonguç’un düşüncesine göre bunu da ancak köylerde yaşayan eğitimli köy çocukları yapabilirdi.

Bu proje devletin gündemine getirilmiş ve İsmet İnönü’nün de desteğiyle 1940 yılında yasalaşmıştı. Köy Enstitüleri’nin hızlıca kurulmasına olarak sağlanmıştı. Her şey hızlıca gelişiyordu. İlk olarak 21 tane eğitim yuvası kurulmuştu. Peki, buranın amacı neydi? İlkokuldan mezun olan köy çocuklarının arasından seçilenlerin beş yıl farklı bir sistemle eğitildikten sonra yine köylerde öğretmenlik yapmasıydı.

Yücel'in Çiçekleri

Her öğrenci her yıl 25 klasik eser okumalıydı. Öğrenciler zamanın yarısını kültür derslerine, geri kalan kısmını ise yarı yarıya teknik ve zirai derslere ayıracaktı. Hem tarımı hem felsefeyi öğreneceklerdi. Burada yetişen öğrenciler birçok bina diktiler. Kendi okullarını inşa ettiler, ambarlar ve balıkhaneler yaptılar. Bağlar, bahçeler oluşturdular. Muazzam bir güç büyümeye devam ediyordu. Buradan mezun olacak öğrenciler atandıkları köylerde 20 liraya, 20 yıl hizmet ederek vatanlarına hizmet edecekti. Böylece öğrenenler, öğrencilerine öğreteceklerdi. Yüzler binler olacaktı, binler milyonlar olacaktı.

Benim öğretmenlerim Köy Enstitülüydü, ben Cumhuriyet eğitim devriminin bir eseriyim…

Aziz Sancar
Yücel'in Çiçekleri

Türkiye’nin geleceğini karartmak isteyenlerin hedefi: Köy Enstitüleri

Ancak tüm bunlar çok görüldü! Nasıl bir mantık yürütmek isterseniz yürütün. Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin ve cahil zihniyettekilerin yanlış düşünceleri Köy Enstitüleri’ne savaş açmıştı. Bunlara rağmen Hasan Âli Yücel direnmeye ve vatanın geleceğini kurtarmak için çalışmaya devam ediyordu. Yücel her şeyiyle siper olmuştu bu okullara. Birçok iftira ve gerçek dışı iddialar ortaya atılıyordu. Bu iddialardan birisi de komünizm propagandasının yapıldığı gibi akıl dışı bir ithamdı ama günümüzde olduğu gibi o dönemde böyle uydurmalara inanan çok insan vardı, ne yazık ki!

Yücel'in Çiçekleri

Yücel’in Çiçekleri binlere, milyonlara dönüştü

Binlerce kaliteli eğitmen ve öğrenci yetiştirdi bu okullar. Ancak çok partili döneme geçilmesi, İsmet İnönü’nün gücünü kaybetmesi ve karşıtların baskıları sonucu belli aşamalarla bu okullar zayıflatıldı ve zamanla yok edildi. Aydınlığa giden bu çağdaş yol karartıldı. Yine de buradan yetişen binlerce kaliteli insan ülkenin umudu oldu ve bu zamana kadarki süreçte ülkesine büyük emekler verdi.

Ben tüm şükranlarımı bu eğitim mücadelesini veren herkese sunuyorum, bu vatanın bir evladı olarak. Gelin birlikte bu 70 dakikalık belgeseli izleyelim, tüm ayrıntıları ile bu sürecin nasıl geliştiğini ve nelerin nasıl değiştiğini görelim. İnanıyorum ki bir gün tekrardan eğitimde büyük bir atılım yapacağız ve Hasan Âli Yücel’in bıraktığı yerden devam edeceğiz!

İçerik hakkında ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avatar photo

Bulut Öztürk tarafından oluşturuldu

WordPress geliştiricisiyim, yazılım geliştiren bi' işletmem var. Hobi olarak bloglarla uğraşıyorum ayrıca bol bol gezmeye çalışıyorum.

Paris’te Son Tango

Schindler’in Listesi