Hayalet Dünya: Yeni dünyanın yaratıcı elleri

Hayalet Dünya (Ghost World) 2001 yapımı komedi ve dram türde bir film. Başrolde Enid (Thora Birch) ve Rebecca (Scarlett Johansson) ikilisinin olduğu filmin yönetmen koltuğunda Terry Zwigoff oturuyor. Senaryosu, Daniel Clowes’a aittir ve onun aynı adla yayınladığı çizgi romanından sinema perdesine uyarlanmıştır.

Hayalet Dünya (2001)

Ergenlerin dünyasının anlatıldığı bu filmde ince esprilerle karışık diyaloglara çokça yer veriliyor. Film, liseyi yeni bitirmiş ergenlik çağındaki iki genç kızın ergenlik döneminden erginlik dönemine geçişini esprili bir dille anlatıyor. Birey olma kaygısı, toplumsal baskı ve kendi özgürlüğünü ilan etme isteğiyle ekonomik zorunluluklara sıkışmış iki kızın yaşamlarını anlatan filmde sanatsal içeriklerle bol bol kapital dünyanın yaratıcılığımızı yok eden kanunlarından da dem vuruyor. Ana karakterlerimizden biri toplumun norm ve kurallarına hemen uyum sağlarken diğeri benimsemediği ilke ve kurallarından vazgeçemiyor; kısacası her ne kadar acı çekse de düzene ellerini kestirmiyor…

Bu filmle Daniel Clowes, Bağımsız Ruh En İyi İlk Senaryo Ödülü’ne layık görülürken Enid rolüyle Thora Birch de Toronto Film Eleştirmenler Birliği En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alır. Daniel Clowes bu senaryoyu yazarken gençliğinden esinlendiğini belirtmekte. Kendi gençliğini daha çok Enid karakterine benzettiği için ergenlik döneminden bolca ilham almış.

Hayalet Dünya

Enid karakterini hatırlarsak…

Eski plak rock müzik dinlemeyi çok seven, eğlenceli bir hayal dünyası olan, çok iyi çizim yapan, samimiyetsizlikten nefret eden, kalbi dilinde ne düşünürse anında söyleyen, eleştirel, belli normlarıyla hareket eden ve alaya alır gibi gözükse de aslında insanları seven bir kız. Gazetedeki izdivaç köşesinde dalga geçme maksadıyla tanıştığı Seymour sayesinde hayata olan inancı değişir. Seymour, kendi halinde olan, toplumun dışında plak koleksiyonlarına takıntılı halde yaşayan münzevi biridir. Aralarındaki yaş farkına rağmen birlikte iyi vakit geçirirler. Güzel bir arkadaşlık başlar aralarında, bu arkadaşlık ikisine de çok şey öğretir. Filmde daha çok dışlanmış karakterler ön plana çıkmaktadır.

Film, sanatsal sahnelerle de çok iyi harmanlanmış görselliği yüksek bir yapıt

Film, sanat yönüyle de birçok ödüle layık görülmüştür. Ben bu filmin hikâyesini daha çok Clarissa P. Estes’in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabındaki Yer Altı Ormanında Erginlenme bölümünde geçen Elsiz Kız hikâyesine benzetirim. Bir değirmenciye bir gün iblis gelir ve şöyle der:

Değirmenin arkasındakini istiyorum.

Ancak değirmenin arkasında sadece elma ağacı vardır. İblis adamın yanından gittikten sonra eve bir zenginlik gelir; mobilyalar değişir, evin içi daha güzel olur, ev av etleriyle dolar. Değirmenci nasıl olur derken parmakları altın yüzüklerle kaplanır. Bir de bakar ki gömleği bile satene dönüşmüş. Karısına bunun değirmenin arkasındaki bir yabancı sayesinde olduğunu söyler. Adamın değirmenin arkasındaki şeyi ona vermesi dâhilinde zenginliklerinin artacaklarını mutlulukla karısına yetiştirir ve şöyle der:

Hem başka elma ağaçları da dikeriz böylece.

Bunun üzerine karısı yüzündeki acı tebessümle “O iblisti, değirmenin arkasındaki de elma ağacıydı, ama onun arkasında da kızımız vardı” derken karı koca ağlamaya başlarlar.

Üç yıl sonra iblis, kızı almaya gelir. Kız banyo yapmış tertemiz, etrafına da çizdiği bir tebeşir dairesinin içinde oturmuştur. İblis ona dokunmak istediğinde bilinmeyen bir kuvvet tarafından avlunun ötesine atılmıştır ve değirmenciye de şöyle demiştir:

Bir daha asla yıkanmamalı, yoksa ona yaklaşamam.

Aradan birkaç hafta geçmiş ve kız saçları keçeleşene, tırnakları siyahlaşana, elbiseleri kirden görünmez hale gelinceye kadar beklemiştir. Kızın daha da kirden görünmez hale geldiği günlerden bir gün iblis çıkagelir. Ama kız ağlamış da ağlamıştır ve gözyaşlarıyla yine tertemiz olmuştur her yeri; parmaklarından kollarına kadar akan gözyaşları tüm vücudunu tertemiz hale getirmiştir. Bunun üzerine iblis kıza yine yaklaşamaz ve öfkelenerek şöyle der:

Bu sefer de ellerini kesin yoksa ona yaklaşamam.

Baba dehşete düşer;

Nasıl olur kendi çocuğumun ellerini nasıl keserim?

İblis tehdit eder;

Yoksa buradaki her şey ölür, buna sen de karın da ve gözüne ilişen bütün tarlalar da dâhil.

Hayalet Dünya

Baba o kadar korkmuştur ki; buna göz yummuş ve kızına kendini bağışlamasını söylerken gümüş ağızlı baltasını da bilemeye başlamıştır

Kız da boyun eğerek “ben senin çocuğunum, gerekeni yap” der. İblis tekrar geldiğinde kız o kadar ağlamıştır ki kesilen uzuvlardan öte kalan bedeni yine gözyaşlarıyla temizlenmiştir ve iblis bu sefer bir daha gelemez ve sonsuza kadar avlunun öte tarafına atılır. Kız da kollarını temiz bir bezle bağlatır ve şafak sökerken bildiği şekliyle yeni hayatına yürürken eski hayatından uzaklaşır…

Bu hikâye aslında Elsiz Kız sembolü altında kapital dünyaya yaratıcı ellerini feda eden bizlerin hikâyesidir. Tek bir farkla Enid ellerini feda etmemiş, kendi yolculuğuna çıkmıştır.

… ellerin kesilmiştir!

Sevmediğin bir işte çalışıyorsan ellerin kesilmiştir…

Sırf toplumun normlarına uymak için emin olmadığın biriyle evlenmişsen ellerin kesilmiştir…

İyi gitmeyen bir evliliği kurtarmak için çocuk dünyaya getirmişsen hem çocuğun hem kendi ellerin kesilmiştir…

Yalnızlıktan korktuğun için bir gruba ya da bir ilişkiye aidiyet besliyorsan ellerin kesilmiştir…

Yeni bir hayata başlamak isteyip eskiyi bırakamıyorsan ellerin kesilmiştir…

Hangimizin elleri kesilmemiş ki! Evet, ellerin kesilmesi bir sonuç değil, bazen yenidünya için bir başlangıçtır… Ama unutmadan güvenli limanları bırakabilecek cesaretteysen…

Burada kendine inanmak ve geride bırakabilmek seni de Enid gibi yola çıkartacaktır. Hiç gelemeyecek bir otobüse binmek bile olsa…

İçerik hakkında ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gizem Serra Sözen tarafından oluşturuldu

Hayat bir tiyatro ve bizler de yarı zamanlı oyuncularız.

Kadir Has Üniversitesi’nden İletişim Fakültesi; Dialog Anlatım ve İletişim’den spikerlik ve sunuculuk mezunu. T-Sanat adında bir kültür-sanat programı hazırlayıp sundu. “Hikâyemin Adı Kırmızı” isimli kitabı yazdı. Şu an ise Yeni Çağrı gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor.

2020 Ocak ayı Netflix yayın takvimi

2020 Şubat ayı vizyondaki filmler