Organize İşler: Sazan Sarmalı

Eveeeeet… Son dönemin en çok konuşulan olaylarından birisi Mars Entertainment Group ve bazı film yapımcılarının yaşadığı anlaşmazlık oldu. Mars Entertainment Group’un karşısında Necati Akpınar, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar gibi isimlerin olması ile olaylar çok daha fazla gündem oldu ve siyasilerin de gündemine geldi. O kadar geldi ki, sinemalar da film öncesi reklamlara sınırlama getirdi. Konudan bağımsız söylüyorum, reklam işini abartmışlardı gerçekten, 30 dakika reklam da olmazdı zaten. Her neyse, bu tartışmaya ve detaylara çok derinlemesine vakıf değilim ancak size en yüzeysel olarak anlatmaya çalışayım.

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Mars Entertainment Group, Türkiye’deki sinemaların büyük bir kısmına sahip durumda, Cinemaximum‘lar neredeyse tüm illerde ve en önemli noktalarda karşımıza çıkıyor. Hatta ben sinemaya gittiğimde sadece
Cinemaximum olan AVM’lerde gidiyorum, kişisel tercihim. Neyse, bu tekelleşme büyük yapımcılar için sorun olmamıştı ancak firma sadece istediği filmleri, istediği salonlarda ve istediği kadar yayınlatması yavaş yavaş sorunları gün yüzüne çıkardı. İlk ses çıkartanlar çok fazla bir yanıt bulamadı ama şimdi karşılarındaki büyük yapımcıların gücü ile konu gündeme taşınınca olaylar farklı bir boyut aldı. Gerekli çalışmalar ve anlaşmalar ile sorun şimdilik çözüldü gibi.

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Derken, yazıyı yazarken bi’ ara vermek için Instagram’ı açtım, BKM‘nin hesabında (bkmonline) şu paylaşımı gördüm;

Sinemadaki, maalesef 1 Temmuz’a kadar devam edecek olan, akıl ve sabır dışı reklam süreleri (45 dk!) ve reklam içerikleri ile filmimizin hiçbir ilgisi yoktur. Bu garabet için alınacak tek önlem (mesela İstanbul’da) 20:15 seansının aslında 21:00 seansı olduğunu bilmek ve içeri o saatte girmektir.

BKM @bkmonline

Son haftalarda gittiğim filmlerdeki reklamlar 15 dakika civarıydı, demek ki başka yerlerde farklı sorunlar oluyor. İlginç. Bu gerilim bitti demiştim ama daha devam edecek gibi.

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Bu sorun daha önce vizyona girmesi beklenen Organize İşler: Sazan Sarmalı filminin de gecikmesine neden oldu. Vizyon tarihi 1 Şubat 2019 olarak değiştirildi ve nihayet dün ben de izleyebildim. Aslında o kadar reklam döndürüldü ki artık gitmek farz oldu. Zaten Mars Entertainment Group ile yaşanan sorunla ekstra bir reklamını yapmış oldu film. Belki birçok kişinin olumsuzluk olarak gördüğü şeyi olumluya çevirdiler, istemli mi yoksa istemsiz mi oldu bilemiyorum ama oldu!

Öncelikle ilk filme yolculuk

Şunu belirteyim; daha önce ilk filmi izlememiştim, dedim; ilk filmi izle Bulut! Şansıma Netflix‘te bulduğum ilk filmi izleyip, bir gün sonrada ikinci filme Organize İşler: Sazan Sarmalı’na gittim. Organize İşler: Sazan Sarmalı beklentimin ötesinde iyiydi. Ben normalde komedi filmlerinde pek gülemiyorum, genel anlamda çok gereksiz bile gülen bir insanken filmlerde gülemiyorum ama bu filmde epey bi’ güldüm! Filmin komikliği mi yoksa salonun gazı ile mi oldu bilmiyorum. Ancak epey iyi olmuş. Bu arada ilk film beni tatmin etmemişti; ancak bu film epey bi’ tatmin etti. İlk film, beklenti ile gitmemi engellemişti, belki de bundandır.

Organize İşler

Yine organize işler birbirine girer…

Konusuna biraz değinip, sonrasında film ve oyuncular hakkında konuşmaya devam edelim. Organize İşler: Sazan Sarmalı, ilk film gibi iki farklı olayın bir olay haline gelmesini konu alıyor. Asım Noyan ve ekibi, yine sağlam bir vurgun yapmak için bir şirketi dolandırırlar. Asım Noyan bunun keyfini yaşarken, kızı Nazlı’nın eşi, nikah günü başka bir dolandırıcı çetesi tarafından dolandırılır. Nazlı, babasının işlerinden ve ailevi nedenlerden dolayı babasına kızgın olsa da bu olay için ondan yardım istemeye gider. Asım hem başındaki dertler ile uğraşırken hem de kızı ile barışmak için bin türlü numarayı göze alır. Ancak asıl sorun burada başlar. Hesap etmedikleri şey ise şudur; dolandırdıkları şirkette onların peşindedir!

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Konu güzeldi aslında, diyecek pek bir şey yok. Ben filmi izlerken gayet keyif aldım. Şu an 3. gün ve bir milyon seyirciye ulaşmış durumda, muhteşem. Türk hesabı yapıp da geliri hesaplamaya gerek yok :). İyi başladılar, eğer böyle giderse değişik bir rekor gelebilir, çok iyi başlangıç cidden. Bu arada ilk filmde de gördüğüm ailecek yemek yeme sahnesi, Hızlı ve Öfkeli serilerinde gördüğümüz yemek sahnesine çok benziyor, Asım Noyan’ın giydiği atlet de aynı. Oradan bi’ kopyalama var gibi, ancak hiç bir önemi yok bunun, çok bilgi komple.

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Sevemediğim şeyler nelerdi?

Filmin kadrosuna geçeyim; Organize İşler: Sazan Sarmalı, yıldızlar geçidi gibi, onu söyleyeyim. Yönetmenlik koltuğunda, senaristlik koltuğunda ve başrolde Yılmaz Erdoğan‘ı görüyoruz. Benim haddim değil böyle insanları eleştirmek ama gördüğüm şey şuydu, Yılmaz Erdoğan’ın Fatih Terim‘i anımsatan ve daha önce Çok Güzel Hareketler Bunlar‘da da yaptığı karakter pek hoş değil, Filmde genel olarak beni rahatsız eden nadir şeylerden biri, çok zorlama gibi…

Bi’ diğer abartılan espri ise “kafa açmak”, ilk filmde de çok fazla duyduğumuz “kafa açma” esprisi bu filmde daha fazlaca kullanıldı ama bence biraz fazla olmuş…

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Yıldızlar geçidi devam ederken…

Diğer öne çıkan isimlerden birisi ünlü oyuncumuz Kıvanç Tatlıtuğ. Sarı Saruhan denen çete liderini canlandıran yakışıklı oyuncu muhteşem bir performans ile göz doldurdu. Göbeği ve kendisi, inanılmaz bir çete liderini oynadı; kimi zaman komik, kimi zaman da psikopat rolde inanılmazdı. Belki de filmde en çok öne çıkan isim. Instagram’da tatlış tatlış hikayeler atan ve güçlü filmografisi ile Ezgi Mola, Asım’ın sevgilisi Lerzan‘ı oynuyor. O da çok başarılıydı. Son dönemlerde Göztepe taraftarlığı ile gündemde olan ve son yılların popüler oyuncusu Rıza Kocaoğlu, Arıza Rıza rolü ile karşımızda. Bensu Soral ise Nazlı Noyan rolündeydi, ben kendisini ilk başta Yılmaz Erdoğan’ın kızı Berfin sanmıştım; çok iyi benzetmişler cidden. Bence o oynasa iyi olurdu ama Bensu Soral da çok iyiydi. Okan Çabalar, Taklacı Ziya rolünde karşımızda iken Türk sinemasının emektarlarından Güven Kıraç (Ki ben onu hep Sınav filmindeki rolü ile hatırlarım) İhsan rolü ile karşımızda.

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Yılmaz Erdoğan’ın yakın dostlarından ve emektar oyunculardan Ahmet Mümtaz Taylan; Kerami, doğal komik Ersin Korkut; Ersin rolü ile karşımızda. Benim, En Son Babalar Duyar ile tanıdığım, yetenekli ve enteresan oyuncu Erdem Baş, Dombili Hakkı rolünde. Bu arada En Son Babalar Duyar‘da da lakabı Dombili idi. Mahir İpek (Benim yine Hayat Bilgisi‘nden anımsadığım biridir), Ekin Türkmen, Uğur Bilgin ve Cihan Talay gibi isimler kadroda. Kadro, yaz yaz bitmiyor be kardeşim. Yılmaz Erdoğan bu kaliteli Organize İşler: Sazan Sarmalı filmi için iyi bir ekip toplamış durumda, ki karşılığını da almış durumda bence!

Organize İşler: Sazan Sarmalı, IMDb‘de 6.6 puanda, ancak benim notum daha yüksek. Birazdan geleceğim. Filmin genel detaylarını yazdım, spoiler vermeden anlatabileceklerimi anlattım…

Sona doğru…

Şimdi belki tekrar olacak ama aklımda kalanlarla yazıyı bitirelim. Dediğim gibi Kıvanç Tatlıtuğ muhteşem performansı ile ilk aklıma gelen şey. Filmin görüntüleri, yakın çekimleri ve çoğu yerli filmde olmayan detaylar, benim için ayrı bir yerde. Araç sahnelerindeki yakın çekimler çok iyiydi örneğin, Yılmaz Erdoğan’ı Dominic Toretto‘nun Türkiye şubesi gibi hissettim bi’ an. Ersin Korkut yine o doğal, kendine has şakaları ve mimikleri ile filme güzel bir ekstra katmış durumda. Ezgi Mola’nın tarzı, Rıza Kocaoğlu’nun psikopatlığı yine aklımda kalanlardan. Erdal Tosun için efsane bir köşe ayrılmış; Yılmaz Erdoğan muhteşem bir veda yapmış kendisine. Belki de filmin en duygusal ve kaliteli yeriydi. Son olarak ince ama sert siyasi giydirmeler var, benim fark ettiklerimin çoğunluğu Ezgi Mola tarafındaydı ki “cuk” oturmuş durumda.

Organize İşler: Sazan Sarmalı

Artık gerisi size kalmış, salondan çıkınca yazmayı unutmayın! Benim puanım 7.5. Sevgilerle, iyi seyirler!


Yazıyı bitirdim, yayına hazırladık. Ancak sosyal medyada vs. çok fazla kötü eleştirileri görüyorum. Yahu gidip bu filmi Yüzüklerin Efendisi ile falan mı karşılaştırıyorsunuz? Neye göre kötü? Ben Türk filmlerini, Türk filmlerinin olabileceği seviyeye göre karşılaştırıyorum. Bu filmi ne Ayla ne de çok kaliteli bir yabancı filmle karşılaştırıp puan veremem. Komedi ve aksiyon türündeki yerli filmler kategorisinde ele aldım, benim filme bakışım bu.

İçerik hakkında ne düşünüyorsun?

1 Yorum

Yorum Bırak
  1. İlk film gerçekten güzeldi. Özellikle helekopter ile İstanbul çekimleri yapmaları o dönem benzeri pek rastlanmayan bir kalitedeydi. Şimdi ikincisiyle sinemalarda. İzlemeye değer bir film olduğuna nanıyorum. Teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avatar photo

Bulut Öztürk tarafından oluşturuldu

WordPress geliştiricisiyim, yazılım geliştiren bi' işletmem var. Hobi olarak bloglarla uğraşıyorum ayrıca bol bol gezmeye çalışıyorum.

Gece Vurgunu: Ahlaksız gazeteciliğin ifşası

Bird Box